2 Ocak 2008 Çarşamba

oruçu bozan şeyler

Bir de bunların haricinde orucu bozuyor gibi görünüp de orucu bozmayan şeyler mevcuttur. Dilerseniz bu şeyler hakkında tafsilatta bulunalım.Orucu bozup, hem kaza hem kefareti gerektiren unsurlarKazanın gerekliliği, kaçırılan asıl işi (maslahat) yeniden sağlamaktır. Kefaretin gerekliliği, şartlarının gerçekleşmesinde tam teşekkül etmiş bir suça dayanır ki, Cenab–ı Hakk'ın gününü belirlemiş olduğu orucun özürsüz olarak o günde kasten ve bilerek yenilmesiyle bozulmuş olmasındandır. Kaza: Gününe gün tutmaktır.Kefâret: Aşağıda özel bir bölüm halinde açıklanmıştır.Özürsüz olarak bile bile oruç yemenin günahı tevbe ile düşmeyip, kefârete muhtaçtır.Orucu bozan şeyler iki kısma ayrılır. Birincisi: Orucu bozup da yalnız kazayı (güne gün) gerektiren şeyler İkincisi: Orucu bozup da hem kaza hem de kefareti (iki ay bir gün) gerektiren şeyler. Kefâret sadece ramazan orucunu bozmaktan dolayı gerekir. Kefâretin gerekli olmasının şartı; oruç tutanın mükellef olması, geceden oruç tutmaya niyetlenmiş olması, kendisine orucu bozduktan sonra hastalık, orucu bozmadan önce yolculuk gibi orucu açmayı mubah kılacak bir özrün arız olmaması, zorlama ile değil de isteyerek, hata ile değil de bilerek, zorunlu olmadan orucu bozmuş olması ve orucu bozucu olan şeyde kusur bulunmamasıdır. Anılan şartlara dayanarak, ramazan orucunun dışındaki oruçların ve hatta ramazan orucunun kazasının bozulmasına kefâret gerekmediği gibi, ramazan orucunu edaya başlayan kimse mükellef olmayıp çocuk veya bunamış yaşlı olursa veya mükellef olduğu hâlde geceden niyetlenmez veya niyetlenir de orucu yedikten sonra o gün güneşin batmasından önce kendisine hastalık gibi orucu yemeyi mubah kılıcı bir özür arız olursa, yolculuğa çıkarsa, zorla ve tehditle orucunu bozarsa, bilerek ve isteyerek değil de hata ile orucu bozulursa, zorunlu olarak veya hâlsiz düşerek orucunu yerse, oruç bozduğu şey cinsî münasebetin altında meni gelmesi olursa, ağzından çıkardığı çiğnenmiş lokmayı tekrar yeme cinsinden kusurlu veya yenilmesi itiyat hâline getirilmemiş bir şey olursa kefâret gerekmez.Orucu bozmasının yanında kazayı ve şartlarının gerçekleşmesi durumunda aynı zamanda kefâreti gerektiren şeyler de şunlardır:Cinsî münasebette bulunmak,Yiyecek cinsinden bir şey yemek,İçecek cinsinden bir şey içmek,Ağzına giren yağmuru, karı, doluyu yutmak,Tütün içmek, öd ve anberle tütsülenmiş dumanı boğazına veya genzine çekmek,Enfiye çekmek,Çiğ et yemek, İç yağı yemek,Pastırma yemek,Buğday tanesini, kavrulmuş veya başından yeni çıkarılmış arpa tanesini yemek, yani yutmak ve çiğneyip tadını almak,Susam tanesini veya yiyecek cinsinden olan o miktarda başka bir şeyi ağzın dışından alıp vermek,Kilermeni denilen deva çamurunu yemek,Kilermeni dışında yemeyi alışkanlık hâline getirdiği çamuru yemek,Biraz tuz yemek,Karısının ya da sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak,Gıybet ettikten sonra "Orucum bozuldu." diye bilerek oruç yemek,Kan aldırdıktan sonra "Orucum bozuldu." diye bilerek oruç yemek,Aşırı arzu ile fakat menisi gelmeksizin okşama ve öpmeden sonra, orucunun bozulduğunu zannederek orucunu yemek,Bıyıklarına yağ sürdükten sonra bıyık yağlamanın orucu bozduğu zannıyla orucu yemek,Ramazanın gündüzünde cinsî münasebet için zorlayıp tehdit eden kişiye, kadının oruçlu olduğu hâlde kendini teslim etmesi.Kadın fecrin doğduğunu bildiği hâlde ondan haberdar olmayan kocasının cinsî münasebet isteğine itaat edip cinsî münasebette bulunmakla da kadına kefâret gerekir.Kefareti gerektiren şey, oruç bozucu haramlardan olduğu takdirde bunu işleyene sebeplerin değişik olmasından dolayı had ve ta'zir de gerekir. Orucu bozup sadece kazayı gerektiren unsurlarÇiğ pirinç yemek. Çiğ et yemeye kefâret gerektiği zikredilmişti.Sade un yemek, Sade yoğrulmuş hamur yemek,Ne unu olursa olsun, sade olmayıp da yağ, bal, pekmez veya şekerle karışık olursa, yenildiğinde kefaret de gerekir.Bir defada çok tuz yemek, Kilermeniden başka toprağı âdet edinmeyerek yemek,Pamuk ve kağıt gibi yenilmesi alışkanlık hâline gelmeyen şeyi yutmak,Henüz içi ve özü olmayan taze cevizi yutmak,Kuru ceviz, fındık, fıstık ve bademi katı kabuğuyla yutmak,Zümrüt bile olsa taş, demir, bakır, altın, gümüş veya toprak yutmak,Şırınga kullanmak,Burnuna ilaç çekmek,Boğazına huni ile bir şey akıtmak,Kulağının içine yağ damlatmak,Ağzındaki boyalı ibrişim gibi bir şeyin boyasıyla rengi değişmiş olan tükürüğünü yutmak,Boğazına yağmur yahut kar kaçıp, onu kendi isteğiyle yutmamış olmak,Ağzına veya burnuna verdiği suyu boğazına veya genzine kaçırarak, hata sonucu iftar etmiş olmak,Oruçlu uyurken, birisinin onun ağzına su akıtması,Zor kullanılarak birisine orucunun açtırılması,Kadın, isteği dışında zorla cinsî münasebette bulunmak,Kadın uyurken kendisine cinsî münasebette bulunulması veya kadın geceden oruca niyet etmişken kendisine gündüz delilik geldikten sonra cinsî münasebette bulunulmuş olması, daha sonra aklı başına gelince kendisine yapılandan haberi olması,Cariye başkasının nikâhlısı da olsa– hizmet etmekten hastalanmak korkusuyla iftar etmek,Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan şeyi yemek,Ağız dolusu kusuntu getirmek,O miktarda gelen veya getirilen kusuntuyu mideye geri çevirmek,Kendi isteğiyle boğazına veya genzine duman sokmak,Fecir doğmuşken, onun doğuşunda şüphe ederek sahur yemek veya cinsî münasebette bulunmak,Güneş batmadığı hâlde battığını zannederek iftar etmek,Uyluğa, karına veya vücudun herhangi bir yerine elle dokunmak yahut öpmek ya da elle oynamak gibi davranışlardan herhangi biriyle meni gelmek,Unutarak yiyip içtikten sonra, bilerek yiyip içmeye devam etmek,Unutarak cinsî münasebette bulunduktan sonra bilerek cinsî münasebette bulunmak veya yiyip içmek,Ramazan orucuna niyet etmeyerek orucu yemek,Ramazan orucuna geceden niyet etmemişse de, gündüzün niyet vakti içinde niyetlendikten sonra orucu bozmak,Ramazan orucuna niyetlendikten sonra, gündüzün orucunu bozup, daha sonra hastalık, hayız, nifâs gibi kişinin kendi elinde olmayan (semâvî) bir özür arız olmak,Ramazanın gündüzünde misafir olduğu hâlde oruçlu iken, ikamete elverişli bir yerde ikamete niyet edip sonra da orucunu bozmak,Oruçlu mukim iken yolculuğa çıkıp yemek veya cinsî münasebette bulunmak,Ne oruca, ne de oruç tutmamaya niyet etmeyerek, ramazanın gündüzünü tamamen yiyip içmeden geçirmek,Ramazan orucunun edası dışında tuttuğu bir orucu bozmak,Makatına parmak veya başka bir âletle su veya yağ akıtmak ya da bez veya pamuk sokmak,Kadının, tenasül uzvunun içine bir şey damlatmak hatta yaş parmağıyla ıslaklık salmak veya bez tıkayıp, kaybolacak şekilde yerleştirmek,Karnında bulunan derince yaraya, baştaki yarığa ilaç akıtmak,Ramazanda orucu bozulan kimseye, fecrin doğmasından sonra temizlenen hayızlı ve nifâslıya, ikamet eden misafire, sağlığına kavuşan hastaya, iyileşen deliye, büluğa eren çocuğa, İslâm'ı kabul edene, o günün kalanını, oruçlu geçirmek; sahih olan görüşe göre vacip, başka bir görüşe göre müstehap olur. Büluğa eren çocukla İslâm'ı kabul edenin dışındakilere kaza da gerekir.

SON ZAMANLARDA BAZI KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKTIĞI HÂLDE VÜCUDUNUN TÜM HATLARINI BELLİ EDEN DARACIK PANTOLON VEYA ETEK GİYMEKTEDİRLER. KADINLARIN BU ŞEKİLDE GİYİNMESİ CAİZ MİDİR?
Resûl–i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları dünyada görmedim. Birincisi; yanlarında bulunan sığırkuyruğu gibi kırbaçlarla insanları kamçılayan kimselerdir. İkincisi; giyinmiş çıplak, kalçasını oynatan salınarak yürüyen, başları Horasan develerinin eğilmiş hörgüçleri gibi olan birtakım kadınlardır. Bunlar cennete giremezler ve onun kokusunu da alamazlar. Hâlbuki cennetin kokusu mesafeler ötesinden alınır."5 buyurmuştur. Dikkat edilirse hadis–i şerifte "giyinmiş çıplaklar" ifadesi kullanılıyor ve âdeta sorunuza cevap veriyor. Tesettürde asıl olan vücudun tüm hatlarını belli etmeksizin örtmesidir. Soruda geçen tesettürde ise, kesinlikle böyle bir özellik bulunmamaktadır. Bu giyilen elbiseler, vücudu örtmekten öte sadece vücudun rengini değiştirmektedir. Allah bu kardeşlerimize örtünme şuuru ihsan etsin.

ORUCU BOZMAYAN UNSURLAR
Şu unsurlar orucu bozmaz:Unutarak yemek,Unutarak içmek,Unutarak cima yapmak,Unutarak hem yemek, hem içmek ve hem de cima yapmak.Unutmak, Arapça'da nisyan kelimesiyle ifade edilir. İnsan oruçlu olduğunu unutabilir. Unutarak yemek hakkında Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Oruçlu unutarak yediği zaman o, Allah'ın kendisine gönderdiği bir rızıktır."1 Bundan dolayı, unutarak yiyene kaza yoktur. İçmek de yemek gibidir. Cima da yemek ve içmek gibidir. Aynı zamanda başka bir hadiste: "Kim ramazanda unutarak orucunu açarsa, ona ne kaza ne de kefaret yoktur."2 buyrulmuştur ki, orucu bozan şeylerin hepsini içine almaktadır. Oruçlu olduğunu hatırlarsa, derhal yeme içmeden kendini alıkoyar.Unutarak orucunu yiyen, orucu tamamlamaya gücü yeten bir kimse ise, görenin onu uyarması gerekir. Uyarmaması mekruhtur. Orucu tamamlamaya gücü yetmeyen birini görenin ise, uyarmaması daha iyidir. Dokunma, oynaşma veya öpmekle ilgili değil de, sadece bakmak ve düşünmekle meninin gelmesi,Meni gelmeksizin öpmek,Uyurken ihtilam olmak,Cünüp olarak sabahlamak, hatta o gün veya günlerce cünüp kalmak,Ağza gelen balgamı yutmak,Burnun içine inen akıntıyı çekip yutmak,Suya dalıp kulağına su kaçması,Kendinin elinde olmadan boğazına duman girmesi,Boğazına toz girmesi,Boğazına sinek kaçması,Ağzına aldığı ilacın tadının etkisinin boğazına ulaşması,Dişleri arasında sahur artığı olarak kalan ve nohut tanesinden küçük olan şeyi yemek,Ağza dışarıdan susam tanesi kadar bir şeyi alıp, ağızda yavaş yavaş kaybolacak ve boğazda tadı duyulmayacak şekilde çiğnemek,İdrar yoluna ilaç akıtmak,Bıyık yağlamak,Kendi kendine çok dahi olsa kusmak,Gelen kusmuğun geri gitmesi,Parmak salıp azıcık kusmak,Hacamat olmak yani kan aldırmak,Sürme çekmek,Gıybet etmek,Orucu bozmaya niyetlenmek; çünkü ortada fiil yoktur.3

İÇKİ SATIŞININ YAPILDIĞI DÜKKÂNLARDAN ALIŞVERİŞ YAPILMASI CAİZ MİDİR?
Bilindiği gibi Kur'an–ı Kerîm'de Allah Celle Celâlühü, "Ey iman edenler! (Aklı gideren her) içki, kumar, dikili taşlar ve kısmet okları ancak pistirler ve şeytanın işlerindendir. Bunlardan sakının. Umulur ki felah bulursunuz."4 âyeti ile içkinin pis olduğunu ve ondan sakınmamızı beyan buyurup haram kılmıştır. Binaenaleyh içilmesi haram olan şeyin satışı da haramdır. Ve bu dükkânlardan alışveriş yapmak da caiz değildir. Çünkü bir yerde Allah'ın emrine alenî şekilde karşı geliniyorsa, bir Müslümanın ilk vazifesi onu eliyle değiştirmesidir. Buna gücü yetmiyorsa, diliyle değiştirmesidir. Buna da güç getiremiyorsa, imanın en zayıf noktası olan kalbi ile buğzetmesidir. Günümüzde her Müslüman bu şekilde satış yapan yerlerden alışveriş yapmazsa, biiznillah eliyle bu gayrimeşru işi düzeltmiş olacaktır.

GEÇEN GÜNLERDE BİR PİKNİK ALANINDAN GEÇERKEN BİR ARKADAŞIM O MEKÂNDA İÇKİ İÇENLERE SELÂM VERDİ. BİLDİĞİM KADARIYLA İÇKİ İÇEN KİMSELERE O DURUMDA SELÂM VERİLMEZ. ARKADAŞIMA BUNU SÖYLEDİĞİMDE ARAMIZDA İHTİLAF OLDU. SELÂM VERİLMEYEN DURUMLARI BİZE AÇIKLAR MISINIZ?
Selâm vermenin caiz olmadığı bazı durumlar vardır. Onları şu şekilde sıralayabiliriz:"Selâm" Allah Celle Celalühü'nün güzel isimlerinden birisi olduğu için temiz olmayan yerlerde zikredilmesi uygun değildir. Mesela; defihâcet eden kimseye selâm verilmeyeceği gibi hamamda tesettürsüz olan kimseye da selâm verilmez. Ancak selâm verilecek kimsenin avret mahalli örtülü olursa selâm verilebilir. Herhangi bir haramı işleyen kimseye de o anda selâm verilmez. Mesela; içki içen, kumar oynayan kimselere…Kur'an okuyan, hadis rivayet eden ve ilim müzakeresinde bulunan kimselere de selâm verilmez. Çünkü bu hayırlı bir işin kesilmesine vesile olur. Ancak o iş bitmişse, o mecliste oturanlara selâm verilir.Ezan okuyan, namaz kılan ve kamet getiren kimselere de selâm verilmez.Fitne tehlikesi söz konusu olduğu için genç kız ve kadınlara da selâm verilmez.6Gayrimüslimler ve İslâm'ı reddeden bir dünya görüşüne sahip olan kimselere de selâm verilmez.

Hiç yorum yok: